16 Aralık 2009 Çarşamba

Do you speak english ?

Yüzyıllardır İş Aradığım Ve Sonuç Alamadığım İçin Zaten Gerginim, Ve Yeni Bir İş Görüşmesi Daha..

İ: İşveren (Şirketin De Sahibi Aynı Zamanda)
B: Ben

Hal-Vakit Durum Vs.. Sorulmuş, İş İle İlgili Konuşmaya Geçilmiştir.

İ: Peki , Bana Gps'in Ne Olduğunu Açıklar Mısınız?
B: Tabii Ki Efenim Şimdi Gps, Global Positioning System Kelimelerinin Kısaltılmışıdır. Efendim Global Zaten Global, Position Zaten Pozisyon, System De Zaten Sistem. (Ne Diyom Lan Ben???)
İ: .....
B: .....
İ: Evet
B: Evet (Bu İş De Gidiyo Lan Bişeyler Söyle, Anlatsana Lan Gps'i...)
İ: Hımm. Özgeçmişinizde İngilizce İyi Yazıyor, Durumunuz Nedir?
B: Efendim Okuma, Yazma Ve Dinleme İyi Lakin Pratik Yapma İmkanım Pek Olmadığı İçin Konuşmda Biraz Sıkıntı Yaşıyorum.
İ: Pekala, Bir Bakalım. (İşveren, Sekreterine Telefon Açmış Ve İpek Hanım'ın Gelmesini İstemiştir)

İpek Hanım Odaya Girer, Benim Yaşlarımda, 1.80 Boyunda, Manken Vücutlu, Kıvırcık Sarı Saçlı, Mini Etekli, Yıllardır Rüyalarıma Giren Süper Taş Hatundur Kendisi.

Svibth: Süper Vücutlu İngilizce Bilen Taş Hatun

Svibth: Welcome, İ'll Try To Talk İn English With You (Merhaba, Sizinle İngilizce Konuşmaya Çalışıcam)
B: O..O...Ok (T..T..Tamam) (Allahım Rüyalarımın Kadınıyla Bilmediğim Bir Dilde Konuşucam, İş Olmasa Bile Hatun Olsun)
Svibth: As You See, İ Don't Have Your Cv, Please, Could You Tell Me About Yourself? (Yani Diyor Ki: Yıllardır Beklediğim Yakışıklı Güçlü Şahane Erkek Sensin, Neden Bu İhtiyarı Burda Bırakıp Evime Gitmiyoruz? Ya Da Ben Bunu Söylemesini İstiyorum Ama O Sadece "Gördüğünüz Gibi Bende Cv'niz Yok, Kendinizden Biraz Bahseder Misiniz" Diyor)
B: Ok, My Name İs bla bla, İ Was Born İn 1987, İn Ankara.(Ortaokul İngilizcesinin Dibine Vuruyorum Burada)My Mother Was Bla Bla Bla... My Father Was Bla Bla... (Burda Saçmalıyor, Haliyle Tercümeye Gerek Yok).... İ Live With My Family. (Ailemle Yaşıyorum)
Svibth: Oh Aren't You Married? (Aa! Evli Değil Misiniz?)
B: No You? (Hayır, Siz?)
Svibth: (Dünyada Gördüğüm En Güzel Gülümsemeyle) Hihihi.. No, And İt's Not Your Business. (Hayır, Ve Bu Sizi İlgilendirmez)

Bu Sırada Patron Sigarasını Yakmış, Kızın Karşısında Acı Çekmemi Zevkle İzliyor. Kızı Güldürmemden Kıllanan Patron Araya Girerek "Evet İpek Hanıım!" Diyor, İpek Hanım Konuya Dönerek İşimle İlgili Sorular Soruyor, Cevaplarken Ağır Aksak Konuşmam Patronun Hoşuna Gidiyor, Yüzüne Bir Gülümseme Yayılıyor, İpek Hanım İse Kaşlarının Ortasını Yukarı Kaldırarak O Mükemmel Üzgün Ve Masum İfadeyi Takınıyor, Oturduğum Yerde Kendimden Geçecem, Adamlar Farkında Değil.

B: Now İ'm Working On A Ee.. E... (Şu Anda Pazarlama Sektöründe Çalışıyorum Yalanını Sıkacam Ama Tıkanıyorum)
Svibth: İf You Can't Remember The Word, İt's Not Matter. (Kelimeyi Hatırlayamıyorsan Sorun Değil Diyor, Bana Diyor)
B: Ee.. İf İ Was Feeling Comfortable, İt Would Be Easy To Talk İn English (Daha Rahat Hissediyor Olsaydım Konuşmak Daha Kolay Olurdu)
Svibth: Are You Feeling Uncomfortable? (Rahatsız Mı Hissediyorsun?)
B: No.. No.. Not Uncomfortable But İ Feel Under Pressure. As You Know, İt Could Be The Most İmportant Minute Of My Life And İ'm Nervous. So İ'm Trying To Talk İn English By Thinking İn Turkish, İt's Very Hard You Know. And İ Feel Nervous Too When İ Talk With Beautiful Woman, And Now İ'm Trying To Talk With You
Yani Diyorum K,: Hayır Hayır Rahatsız Hissetmiyorum Ama Biraz Baskı Altında Hissediyorum. Bildiğiniz Gibi Bu Hayatımın En Önemli Dakikası Olabilir Ve Gerginim. Türkçe Düşünüp İngilizce Konuşmaya Çalışıyorum, Bilirsiniz Bu Çok Zor. Ayrıca Güzel Kadınlarla Konuşurken De Gergin Olurum Ve Şimdi Sizinle Konuşuyorum

Bu Sözümden Sonra İpeğimin Yüzü Aydınlanıyor, Ağzı Büyüyor, İnci Gibi Dişleri Görünüyor, Patron Rahatsız, Ben Boşaldım, İpek Patronuna Dönüyor Ve
"İngilizce Konusunda En Ufak Bir Sıkıntımız Yok" Diyor Teşekkürü Alıyor Ve Çıkıyor. Patronla Tekrar Baş Başa Kalıyoruz, Biraz Daha Muhabbet Edip Aranmak Üzere Gönderiliyorum. Çıkışta İpek Beni Bekliyor, "Kusura Bakma" Der Gibi Bakıyorum, "Saçmalama Salak Şeey, Ne Kusuru, Çok Tatlısın" Der Gibi Bakıyor, Yanına Gidiyorum, Teşekkür Ediyorum, O Melaike Gülüşü Bir Kez Daha Yüzünü Kaplıyor, Rica Ediyor, Merdivenlerden İnip Dışarı Çıkıyorum.

“Bi Sigara Olsa Ne Giderdi Aq” Diye Geçiriyorum İçimden. Tabii Sigara Da yok, Daha Sonra İş İçin Arayan Da. İşi Yine Alamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder