26 Ağustos 2009 Çarşamba

Tembel adam...

"bir tatile çıksam, zımba gibi gelirim"

geçtiğimiz haftalarda, çalışmak istemememin nedenini, yorgunluğa ve tekdüzeliğe bağlıyor; ara verdikten sonra motive olarak geri döneceğimi sanıyordum. haftalık çalışma saatlerinde ömür tüketen tüm carettalar şahidim olsun ki; tatille falan alakası yokmuş. geçen hafta neysem, şimdi de oyum. asil azmaz, bal kokmaz ve tembel asla çalışmazmış.

hiç bir iş yapılmayan ofislere cv'mi bıraktım, üşengeçliklerinden geri bile dönmediler. iş görüşmelerine gidip, hangi işleri yapamayacağımı ve hangi alanlarda tembelliğimi maksimum kullanacağımı belirttim, insan kaynakları müdürü gözlerini bile açamadı miskinlikten. bana sabahtan akşama kadar çalışmayacağım bir yer lazım; gece güvenliği mi olsam? küçük plastik kulübelerinin içinde sabaha kadar çay içen adamlar olur ya, bir de minik televizyonları olur hani? sökülüp de geri dikilmeyen tüm şafaklar şahidim olsun ki; küçük odasında televizyonu olan adamlara hep imrenmişimdir. ben de öyle bir adam olmak istiyorum, hırs da yapamıyorum iş hayatında.

terziye diktirdiği takım elbisesi ve el yapımı kolyesiyle emre beyler geçerken önümden, ben leman t-shirtim ve renkli ayakkabılarımla renk ayarı bozulmuş bukalemun gibi bir köşede hareketsiz bekliyorum. çubukla dürtseler tepki verecek durumum yok, en fazla bir gözümü hareket ettirir "o çubuğu alır götüne sokarım" bakışı yaparım.

sanırım yeni bir hedefe ihtiyacım var, insan kaynaklarında insan kırbaçlayan arkadaşıma akıl danışıyorum, ateşle karşılık veriyor. fotokritik'e girip, "yine mi martı! allah belasını versin, ışığını da bol koysun" diye yorum yazıyorum, siteden atıyorlar. girdiğim her ortamın seviyesini düşürdüğümden, ancak forumlar kabul ediyor beni. binbaşılığa kadar yükseldim birisinde, kurbağaya dönüşen linkleri öperek canlandırıyorum.

türlü şeytanlıklar geliyor aklıma, şarkıları tagliyor, eksik bilgileri internetten bulup üşenmeden yazıyorum ama elim photoshop zıkkımına gitmiyor. öyle ruhumu daraltıyor ki mendebur program, resimleri alıp da sağa sola çekiştiresim bile gelmiyor. insanlığa faydası olacak her hangi bir işe saniyelerime veremiyorken, ufak rüzgarda devrilen bira kutularını üşenmeden yeniden diziyorum (26 tane daha içince bitecek ablası).

bu kadar yazacağına, iki tane çizgi çizsen kötü mü olur oğlum? şukela olur ama çizemiyorum ki. beynimin proje ile ilgili kısmına ben yatarken leblebi tozu doldurmuşlar, tıkanıklık yapıyor. bir tane fikir geçmiyor oradan. yazarak para kazanmanın yolu olsa hiç uğraşmayacağım kesitle, planla ama daha yazıyı toparlamaktan acizim.

"yazarımız bugün de toparlayamadığından dolayı yazısı elimize geçmedi" altta minik fontlarla "bu hayvanı niye aldık bilmiyoruz".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder