12 Eylül 2009 Cumartesi

Why So Serious?



Bir süre öncesine kadar herkesin dilinde bi "Why So Serious?" lafı vardı. Bir film, peşinden oyuncunun ölümü bir karakteri bu kadar mı popüler hale getirir arkadaş aklım almıyor. Arka Sıradakiler adındaki skimsonik bir dizide bile gördüm Joker'i. Popüler kültürün amına koyayım deme isteği doğdu içimde (Bu kadar düzgün yazmamın tek sebebi çeviricinin düzgün bir çeviri yapmasını umut etmem)

Neyse...

Zaman geçti, filmin etkisi gitti, popüler kültür işte. "Hele Hele Joker hele" diye gezinen gençlerimiz bu aralar farklı şeylerin sevdasında koşturmaktalar. Bense Joker hakkında birkaç satır karalama ihtiyacını niyeyse hissetmiş bulunmaktayım.(-Kız Hayriye ihtiyaç diyo kız... -Hııı...)

'Batman The Killing Joke' adındaki hikayede çektiği nutuktan da anlaşılacağı üzere Joker kafayı adaletsizliğe takmış biri. Tanımadığınız biri evinize gelip kızınızı vurabiliyorsa, bu rastgele adaletsizlik sizi delirtebilir. Normal bir insan çok trajik bir gün geçirir, delirir ve ortaya kötü bir adam çıkar. Böyle bir dünyada herşey normalmiş gibi davranmak bize göre ne kadar sıradansa ona göre o kadar saçmadır. Bu açıdan adaletsizliği yaşayan taraf olmaktansa, yaşatan taraf olmayı tercih etmsi bizlere takip etmeyi değer bir karakter kazandırmıştır, ama bu ne kadar normal işte o tartışılır.

Batman The Killing Joke'da çektiği nutuk ile karaladıklarıma bir son vereyim.

"...anlıyorsun ya, beni yakalayıp akıl hastanesine geri yollamanın bir önemi yok. gordon delirdi. kendimi kanıtladım. benim ve diğer herkesin arasında hiç bir fark olmadığını gösterdim! hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli. işte dünya benim bulunduğum yerden ancak bu kadar uzakta. sadece tek bir kötü gün. bir keresinde kötü bir gün geçirmiştin, haksız mıyım? haklı olduğumu biliyorum. kötü bir gün geçirdin ve her şey değişti. yoksa neden uçan bir sıçan gibi giyinesin? kötü bir gün geçirdin ve bu seni diğer herkes gibi delirtti... sadece bunu kabul etmezsin ki! hayatın bir anlamı varmış, tüm bu mücadelenin bir amacı varmış gibi davranmak zorundasın! tanrım, kusmak istememe sebep oluyorsun. demek istediğim... senin derdin ne? senin sen olmana ne sebep oldu? belki kız arkadaşın mafya tarafından öldürüldü... erkek kardeşin bir haydut tarafından doğrandı... eminim bu tür bir şeydir. bunun gibi bir şey... bana da bunun gibi bir şey oldu biliyor musun... ben ne olduğundan tam olarak emin değilim. bazen bir şekilde hatırlıyorum, bazen başka bir şekilde... eğer bir geçmişim olacaksa, bunun çoktan seçmeli olmasını isterim! hahaha! fakat demek istediğim... demek istediğim şu ki, ben delirdim. dünyanın ne kadar karanlık, berbat bir şaka olduğunu gördüğüm zaman bir yaban ördeği gibi delirdim! itiraf ediyorum. sen neden edemiyorsun? yani, sen aptal değilsin! durumun gerçekçiliğini anlamalısın. bilgisayar ekranının başındaki bir grup gerizekalı yüzünden üçüncü dünya savaşına kaç kere yaklaştığımızı biliyor musun? son dünya savaşını neyin tetiklediğini biliyor musun? almanya'nın savaş borcu alacaklılarına kaç adet telgraf direği borcu olduğuna dair bir tartışma. telgraf direkleri! hahahahaha! hepsi bir şaka! değer verilen ve uğruna mücadele edilen her şey... hepsi devasa, kaçıkça bir şaka! öyleyse neden komik tarafını görmüyorsun? neden gülmüyorsun?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder