18 Kasım 2009 Çarşamba

Bıçak parası



Binlerce şey düşündüm bugüne kadar, hepsine iyi kötü yorum yapabildim, bi şekilde açıklama uydurdum(mantıklı ya da mantıksız). Ama düğünlerdeki bıçak parası kavramını bir türlü anlayamıyorum!

İki insan yasal olarak sevişebilecek diye toplanıp coşmak zaten yeterince saçma. Yıllar önce atalarımız “Halayı biz çekeriz, mala damat vurur” diyerek olayı irdelemiş. Bir insanın atası nasıl böyle bir laf eder aklım almıyor gerçi, tek tek mezarlarını dolaşıp “Manyak mısınız lan, grup mu olacaktınız amına koyim?” desem tatmin edici bir cevap alamam. Gerçi hiçbir cevap alamam.. Lafı koyduktan sonra kıçını dönüp giden dizi karakterlerine benzeyen atalarım varmış gibi geliyor bazen.

Neyse devam ediyorum.

Gelin ile damat gelir dans ederler, romantik başlayan düğün sonra kravatların çıkarılıp kafaya bağlandığı, halay esnasında çılgınca coşulup freni patlamış kamyon edasıyla insanlara çarpılan, daha sonra kuruyemiş-meyve-pasta triosunun zıkkımlanıp evlenen çifte altın-para ve benzeri materyali taktıktan (“Geline bir büyük taktık biz, meh meh meh” esprisini yapan kaç kişi vardır bilmiyorum ama 70’ini geçmiş bi dayıdan duydum bunu) sonra herkesin köşesine çekildiği bir merasimdir. En azından benim şahit olduklarım böyle.

Orta çağda Avrupa’da yeni evlenenlerin kurdukları yuvaya bereket getireceği inancı ile kafalarına buğday atılırmış. Daha sonra İngilizler buğday yerine ufak kekler yapıp misafirlere ikram etmişler ama misafirler öküz olduğu için bunları da gelin damadın kafasına atmaya devam etmiş. Fransızlar ise “Biz bu öküzlüğü kaldıramayız, çok enteliz eehhmm” diyerek kek olayını pastaya evrimleştirmişler ve düğün pastası zıkkımı ortaya çıkmış.

Anlamadığım yere yavaş yavaş yaklaşıyorum, içim içime sığmıyor.

Çiftimiz yan yana dizilir, masa gelir, masanın üstüne pasta gelir herkes hevesle bekler... de, bu amına koduğumun pastasını elimizle mi yiyecez.

“Nöbetçileeeeeer!! Kılıcımı getirin ulan!”

Oradan bir garson elinde bıçakla uzakta belirir.

“Bıçağımız kesmiyor lordum..”

Zaten potansiyel olarak yolunacak kaz olarak görülmüş ve yolunabildiği kadar yolunmuş olan damadı daha da yolma çabası değil mi lan bu. Niye uğraştırıyor, sikko isimler buluyorsunuz anlamıyorum

Yapacak bişey yoktur gerçi. El cebe gider, paralar masaya atılır, garsonların gözü doymaz, biraz daha atılır, biraz daha, biraz daha, biraz...

Kimse de çıkıp demez ki” Nasıl kesmiyo la bu siktiğimin bıçağı?”
Bir kişi mi şu bıçağı alıp test edeyim ayağına kurtarmaz damadı masraftan.

Bir dahaki düğünde şu “bıçak kesmiyor” siki ortaya çıkıldığı vakit ceketimin altından döner bıçağını çıkarıp(Düğünlerde takım elbise giyilir... evet...) “Buyrun burda keseni var!” diyerek bir samuray edası ile sahneye atılmak istiyorum çılgınlar gibi.

Bir gün olacak... Hissediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder