8 Ekim 2009 Perşembe

DÜniversite

Üniversiteler, geleceğin okullarıdır, dünden beri böyle gelir. Dün dediğim zaman, bundan 1000 sene evvel...

Biraz temele inelim. University kelimesinden evvele; Kampus. Kampus dedikleri kelime Türkçe'de Kampüs diye zuhur bulmuş, eski Romalılar zamanında köylerden büyük şehirlerden küçük ve genelde sınırları korumak maksadıyla kurulan yerleşim birimlerine kampus denirdi.

Üniversiteler kurulduğu zaman işte çoğunluğu köylerden büyük ama kasaba olmadığı için ve biraz da "Evropai" olması için Kampus dediler. TDK amcamız da bu kelimenin karşılığına "Yerleşke" çevirisini yaptı ama kullanan üniversite sayısı oldukça azdır.

Türkler dünyanın en büyük üniversitesini kurdular zamanında "Nizamiye Medresesi"

Medreseler her şehre kondu, talebeler yetişti ve alim oldular.

O zamanki her medrese talebesi hgeleceğin güneşi olarak tasvirlendirilirdi. En boş beleş olanları bugün dünyanın en büyük şairlerinden sayılırlar.

Şimdi ne oldu? Türkiye'de herkes üniversiteli oldu. Oldu mu? Olllldu.

Bu sınavların kıstası nedir?

Makine olacaksın arkadaş. Mantık?

Şimdi mesela makine mühendisi yetişecek. Makine mühendisi olmak için ÖSS'den süper bi puan almak lazım. O süper bi puanı almak için süper test çözmek gerekecek. Aslında testleri çözerek kendimizi testlere alıştırıyormuşuz. Palavra. Kaç kişi okuduğu soruyu anlıyor? Soralım lütfen. Sadece sorunun esas kısmını okuyor, yorum bilmiyor, soruya bakıp cevabı işaretliyor. Zamanla yarışıyor, kendiyle yarışıyor, rakipleriyle yarışıyor.

Dolayısıyla kazanıyor ve giriyor. Evet giriyor.

Öğretim üyesi olmayan okullar açılıyor.

Prof'u olmayanlar da...

Misal, Ağrı, Yozgat gibi illerde rektör mertebesindeki öğretim üyeleri Yard.Doç veya Doç. Her ile bir üniversite olursa, lise öğretmenleri üniversitelere prof olur.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi misal. Türkiye'nin en iyi hukuk fakültelerinden. Yılda 1200 öğrenci alıyor. İlkokullar gibi, sabahçı-öğlenci yapıldı koskoca okul. 1453'ten beri böyle rezalet görmedi belki de...

İşte Dün üniversitelerde vasıflı eleman yetişirdi, bugün işsiz yetişiyor.

Bugün Hong Kong gibi İstanbul kadar bir şehirde dünyanın ilk 100 listesine girmiş 3 üniversite bulunurken, bizim okullar ilk 1000 oldukları zaman gurur duyuyorlar.

Bugün elin Avrupa, Amerika, Avustralya, Çin, Japonya, Hong Kong, Yeni Zellanda gibi ülkelerde eğitimde sınır yokken, bizde ÖSS'ye bağlı robot yetiştiriciliği yapılıyor.

Japonlar robot yaparken, Türkler robot yetiştiriyor. O robotlar doğuyor, her ülkede doğmuş çocuklar gibi önce konuşup yürüyor, 7 yaşına gelince okur-yazar oluyor. Sonra SBS ile kafa bulandırılıp yarış yapmaya hazırlanıyor, sonra ÖSS ile robot yapılıyor.

Üniversitede proje isteniyor, gençler; "A mı, B mi, C mi, D mi yoksa E mi?" diyor.

ÖSS'ye göre nedir bu şıklar?

A) beni sınırlayan şeyler neler?
B) kendi yorumum lazım mı?
C) senin istediğin cevap ne?
D) sonucunda alacağım not nedir?
E) hepsi

Doğru cevap E

Normalde bu şıklar şöyle olmalıydı;

A) Tamamen özgürsünüz
B) Tüm yorumlarınızı katıp, beyninizi sınırlandırmayın
C) Önemli olan benim istediğim cevap değil, senin verdiğin cevapta ne kadar yaratıcı olduğun
D) Sonucunda alacağın not değil geleceğin nokta sonucun olacak
E) Hepsi

Doğru cevap E

Ancak şıklar farklı.

Dün, ne girerken bir sınır vardı, ne çıkarken bir kıstas.
Bugün giren ÖSS oluyor çıkan YÖK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder