30 Eylül 2010 Perşembe

Heil !



Şu dünyada Almanlıktan aldığım tadı hiçbişeyden almadım. Belki bilardo.. Ama yok lan Almanlık daha güzel.

Adolf Hitler

16 Eylül 2010 Perşembe

unstoppable



“Zoru başarırız, pişmaniye biraz zaman alır” – Emekli bir sat komandosunun son sözleri.

Nereden geldiğini, ne kadar kalacağını ve bana kadar ulaşmayı nasıl başardığını bilmediğim bir kutu pişmaniye, masamın hemen üzerindeydi ve meydan okurcasına bana bakıyordu. Yıllardır en korktuğum yiyecek olan pişmaniye sonunda beni bulmuş ve hazırlıksız yakalamıştı. Mola yerlerinde sırtımı çevirip tek bir paket bile almadığım, arkasından konuştuğum, yer yer iftira attığım, yerken dağıldığı ve adamın ağzına yüzüne bulaştığı için çok sert eleştirilerde bulunduğum bu cihaz, belli ki bedel ödetecekti. Hemen karşımda bir kutu pişmaniye vardı ve usta yeterince küçük parçalara bölmemişti. Bir devenin ağzına ancak girecek kadar büyüklükte parçalar önümde tören yürüyüşü yaparken, karşı masadan gelen emirle bir parseli avuçladım. Tüm boyutları birbirine eşit mükemmel bir küptü, usta pişmaniyeden ziyade yarım kalan matematik tutkusunu kutuya koymuştu (matematiği çok sevmesine rağmen ortaokuldan sonra okuyamamış ve bir pastanede çalışmaya başlamıştı sanki.)

Whopper’ı tek seferde yutmak için geliştirdiğim “alt çeneyi geriye atma” modifiyemi devreye soktum, pişmaniyenin kontrolünü kaybetmek ve suratıma çarpmak istemiyordum. Tüm parmaklarımla sımsıkı yapıştım kütleye, ona iplerin kimde olduğunu göstermek istiyordum. Kimi uzmanların “muhabbet kuşu tutar gibi; ne çok sıkı ne de çok gevşek” önerisini dikkate almadım. Hacmini, insan ölçeğine getirdikten sonra hunharca davrandım.

Fakat pişmaniye son anda hacmini arttırdı ve yüzüme çarptı. İnsanı çileden çıkaran uzantıları ağzıma burnuma ve şakaklarıma bulaştı. Elimle silmeye çalıştıkça yayıldı, ıslak mendille giriştikçe yapıştı. Elimle yüzümü kapatıp odadan çıktım, pişmaniye ile kavga ettikten sonra odadan ağlayarak kaçan birisi gibi gözüküyordum. Tuvalete gidip aynadaki aksime baktım, pişmaniyeye kafa atmış herhangi bir insandan farkım yoktu. Yüzümü türlü müdahalelerle eski haline getirdikten sonra geri döndüm, herkes iki parça yemişti ve son parça beni bekliyordu. İkinci pişmaniyenin de direksiyon hakimiyetini kaybedeceğime emindim fakat elimden bir şey gelmezdi.

Dünyanın en imkansız mamulü, bir kez daha şamar attı yüzüme. Dişlerimin arası dahi pişmaniye doluyken yine gittim tuvalete. Uzun zaman sonra aynanın karşısında ağladım, gözyaşlarım pişmaniye ile kaplanmış yanağımda iz yaptı.

14 Eylül 2010 Salı

Taxi Driver



-iyi günler abi, x üniversitesi.
-okuyor musun?
-evet abi. (kısa ve net cevaplar, aman muhabbet uzamasın)
-okumak gibisi var mı? zamanında keşke okusaydık. (geliyo geliyo süper geyik geliyo)
-doğru abi. (çok profesyonelim, her muhabbeti tıkıyorum)
-misal, senden evvel iki rus karısı aldım, laleliye bıraktım (lan misal ne? nerden geçtik bu konuya)
-evet abi (zorunlu onaylama, zira adam yola değil gözlerimin içine bakıyor)
-arkaya oturdular. ikisi de mini giymiş, dağ gibi karılar. biri sarışın biri esmer. (bkz: tasvir)
-(delicesine susuyorum, abi daha da şevkleniyo)
-ben tabi aynadan kesiyorum, esmer açtı bacaklarını (afedersiniz elini vajina şekline getirir ve bana döner) ancuğu gözüküyo, bızırı titriyo araba çukurlara girdikçe gavurun, belli ki yeni müşteriden gelmiş. (ben böyle dönmüş bir çift göz görmedim)
-(susmanın yanında pısıyorum da artık)
-9 yaşında kızım var, önlük aldım geçen gün misal (abi hakiki manyak, bağsız geçiyo konudan konuya)
-(ben yokum, beni geç)
-böyle anlatıyorum ama babayım ben de. (vallahi korkuyorum lan) şimdi bunları anlatınca okulu bırakıp taksici olmak istemeyesin (aaa espiri, du gülim)
-yok abi ehe mehe (sempatik gözükeyim)
-öhörömöhöröeheöeehohohhsss (güldü)
(derken ani bir fren, uzun bir korna sesi, öndeki arabaya çarpmaya ramaklardayız. taksici abimiz kafayı camdan uzatır...)
-ananınbacınınkarınınkundaktakibebeğinçocuğununyengenilalalalalalalalalalalalalalalsiktiminin (küfürler nirvanası)
(içeri girer, hımmssss sesiyle birlikte)
-pezevenkkk.
-evet abi.
-sana demedim yeğenim.
-yeğeninim.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Kolpacı Pezevenkler



Hayatınız rol kesmek amına koyim!